PRP/CGF

PRP – CGF KÖK HÜCRE TEDAVİSİ

Hastadan alınan az miktardaki kanın santifrujdan geçirilerek bileşenlerine ayrılması ve bu işlem sonucunda elde edilen platelet yönünden zengin plazmanın, yani yoğun miktarda trombosit ve büyüme faktörleri içeren kısmının, aynı kişiye doku yenilenmesini desteklemek ve cilt gençleştirme amacıyla enjekte edilmesi işlemidir.

PRP ; uygulandığı bölgelerde kök hücreleri aktive ederek, doku yenilenmesi ve cilt gençleşmesine destek olan bir yöntemdir. Kişinin kendi kanı ile cilt gençleştirme ve doku yenilenmesi yan etki oluşmadan sağlanabilmektedir.

 

CGF Nedir?

CGF-CD34 Concentrated Growth Factor (Konsantre Büyüme Faktörü) teriminin kısaltılmış halidir. Yoğun “Büyüme Faktörleri ve Kök hücre” içerir. Diğer adıyla “2. Jenerasyon Platelet Konsantresi” olarak anılan tedaviyle ilgili araştırmalar, sadece büyüme faktörlerinin değil, CD34 adı verilen kök hücrelerin de bu yöntemle elde edilebildiğini göstermiştir.

PRP Tedavisi Nedir?

Bu yeni teknoloji son yıllarda Amerika’da yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de yeni uygulanmaya başlanmış FDA onaylı bir tedavi yöntemidir. Kanınızın bu tedavi edici gücü pek çok alanda kullanılmaktadır. Kanınızın 100-150 cc yani bir çay bardağı kadarı alınarak özel bir işlemden geçirilir. Trombositten zengin plazma PRP (PLATELET RİCH PLASMA) kısmı alınarak tedavi edilmek istenen bölgelere enjekte edilir. Bu sayede bu bölgenin hücrelerini aktive eden growth faktör (iyileştirici tamir edici) salgı sayesinde kök hücre göçü oluşur. Yeni gelen hücreler kollejen sentezini arttırarak dokunun iyileşmesini sağlar.

CGF Uygulaması ile PRP arasındaki fark nedir?

PRP İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin baş harflerinin kısaltması olup, “Trombositten Zengin Plazma” anlamına gelmektedir. CGF-CD34 tedavi yönteminde ise ileri teknikle daha yoğunlaştırılmış ve konsantre büyüme faktörü, ayrıca kan oluşturan hematopoetik kök hücre (CD-34) içeren plazma sıvısı elde edilmektedir. CGF,  PRP’ nin kullanıldığı tüm durumlarda uygulanır ve daha etkindir. Kandaki iyileştirme gücünün en fazla olduğu kısımdır. Dokuya direkt uygulanmakla kalmaz, uzman tarafından gerekli görülürse damar yoluyla da uygulanabilir.

PRP nasıl hazırlanır?

Tedavide kullanılan PRP, kişinin kendi kanından elde edilir. Özel üretilmiş tüpler ve açılır başlıklı santrifüj kullanılarak kişiden alınan az miktarda (15-30-60 cc) kanın, hücre ve sıvı  (plazma olarak da anılır) kısmı birbirinden ayrılır. Bu ayrılan sıvı kısım kendi içinde trombositten zengin (PRP) ve trombositten fakir (PPP) olmak üzere iki yapıdan oluşur. Bu esnada lökositler ve trombositlerden oluşan Buffy Coat’ta elde edilir. Trombositten zengin kısım (PRP) ile birlikte Buffy Coat’ta tedavi edilecek bölgeye uygulanır.

Bu işlemler için geliştirilen kitler sayesinde PRP son derece güvenilir bir uygulama haline gelmiştir. PRP uygulamasının yapılacağı merkezlerde, içerisinde kimyasal madde olmayan özel olarak PRP için üretilmiş onaylı tüp tercih edilmesi, etkinlik ve hasta güvenliği açısından büyük önem taşır.

 

Hangi durumlarda uygulanır?

  •  Diz Kireçlenmeleri
    • Dizde Kıkırdak Hasarları
    • Bel-Boyun Fıtıkları
    • Omuz-Diz Bağ Yaralanmaları
    • Kas Yaralanmaları
    • Tenisçi ve golfçü dirseği
    • Tendinit ve tenosinovitler
    • Sporcu Yaralanmaları
    • Topuk dikeni

PRP’nin dermatoloji ve kozmetolojideki kullanım alanları nelerdir?

Cilt ve saç uygulamaları  (Cilt gençleştirme, cilt yenileme, kırışıklık azaltma, saç dökülmesini durdurma, yara izlerini azaltma, leke tedavileri )

Saç ekiminde, yapılacak bölgeye önceden hazırlık amaçlı, ekim yapıldıktan sonra köklerin iyileşmesi ve beslenmesi amacıyla 4 doz olarak uygulanır.

 PRP Ne sıklıkla uygulanmalıdır?

Genellikle 4 hafta arayla 3- 4 seans halinde uygulanır. 6 ay ya da yılda 1 kez tekrarı etkinin devamı için önemlidir.

Etkisi nasıl olur?

Enjeksiyondan sonra birkaç hafta içinde iyileşme etkisi başlar ve iyileşme süreci 3 ay ile 12 ay arasında devam eder.

Kaç seans uygulama yapılır?

PRP yönteminin uygulandığı hastaların bir çoğunda iyileştirici etki ilk seans sonrasında görülebilirken, bazı durumlarda 2-3 seans daha uygulama da yapılabilmektedir.

PRP uygulama sonrasında;

Cilt renginde açılma, daha parlak bir görünüm ve kırışıklıklarda azalma gözlenmiştir. Bu tedavinin tek başına yeterli olup olmayacağı, kişinin yaşına, cilt yapısına, cildin yaşlanma oranına göre değişir. Özellikle güneşten yıpranmış, sarkmış cansız veya soluk görünen ciltler PRP tedavisinden fayda görür, canlılık ve parlaklık kazanır.

PRP tedavisi güvenli midir ve olası yan etkiler nelerdir?

Kanındaki trombositler yoğunlaştırılıp tekrar kendisine verilmektedir. Dışarıdan herhangi bir madde eklenmediği için PRP tedavisi son derece güvenlidir. Bununla birlikte Sağlık Bakanlığı onayı bulunmayan, ficoll içeren ve steril olmayan ürünlerden elde edilen PRP enjeksiyonu sonrası kızarıklık, kaşıntı ve deride döküntü gibi yan etkiler görülebilir.

PRP’yi kullanmadan önce dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Ağrı kesiciler, romatizma ilaçları, kan sulandırıcı ilaçlar, steroid tedavisi PRP uygulaması öncesi ve sonrasında doktorunuzun önerdiği süre boyunca kullanılmamalıdır.

PRP kimlere kullanılmamalıdır?

Trombosit sayısı normalin altında ise, kanda pıhtılaşma sorunu varsa, eş zamanlı antikoagülan (kan sulandırıcı) tedavi alınıyorsa, aktif enfeksiyon varsa, tümör veya metastaz varsa, gebelik varsa PRP tedavisi uygulanmamalıdır.

CGF, PRP’nin kullanıldığı tüm durumlarda ve PRP İle aynı yöntemlerle uygulanır.

Başlangıçta daha çok “Kozmetik ve Anti-aging” amaçlı kullanılmış olsa da sonraları özellikle kas iskelet sistemi hastalıklarında, yaralanmış bölge iyileşmesinde, yaraların ve yanıkların tedavisinde ve saç dökülmesinde kullanılan, diğer tedavilere kıyasla daha kolay bir yöntemdir.